بَاب
صَلَاةِ مَنْ
لَا يُقِيمُ
صُلْبَهُ فِي
الرُّكُوعِ
وَالسُّجُودِ
143-144. Rüku' Ve
Secdede Belini Düz Tutmayan'ın Namazı
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
النَّمَرِيُّ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ سُلَيْمَانَ
عَنْ
عُمَارَةَ
بْنِ
عُمَيْرٍ عَنْ
أَبِي
مَعْمَرٍ
عَنْ أَبِي
مَسْعُودٍ
الْبَدْرِيِّ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا تُجْزِئُ
صَلَاةُ
الرَّجُلِ
حَتَّى
يُقِيمَ ظَهْرَهُ
فِي
الرُّكُوعِ
وَالسُّجُودِ
Ebu Mes'ud el-Bedrî
(r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Rüku' ve secdede belini düz tutmayan kimsenin namazı sahih
değildir."
Diğer tahric: Tirmizî,
mevakît; Nesaî, tatbik, iftitah; İbn Mace, ikame; Darimî, satat; Ahmed b. Hanbel,
11-525; IV; 22-23, 119, 122; V, 310.
AÇIKLAMA:
Bu hadis-i şerif rüku'da
ve secdede tadil-i erkana riayet etmeyi emrediyor.Bu bakımdan İmam Ebu Yusuf
ile İmam Şafiî Hazretleri namazda tadil-i erkana riayetin farz olduğunu
söylemişlerdir. Bu iki imama göre tadil-i erkanı terk eden bir kimsenin namazı
caiz değildir. Delilleri de bu hadis-i şerif ile birlikte bir numara sonra
gelecek olan 856 numaralı hadistir. Çünkü adı geçen hadiste Resul-i Ekrem
(s.a.v.) Hazretleri rüku' ve secdede belini düz tutmayan bir bedeviye;
"sen namazım yeniden kıl" buyuruyor. Namazın yeniden kılınması ancak
bir farzın terkedilmesinden dolayı icabeder. Bu da gösteriyor ki namazda
tadil-i erkan bir rükündür. Terk edilmesi namazı ifsad eder. Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi tadil-i erkan lügat olarak rükünleri doğru yapmak demektir. Bir
fıkıh terimi olarak da namazın kıyam, rüku, sücud gibi her rükününü hakkıyla
yerine getirmek, bunları yaparken ağır ağır, her organı o rükne iştirak
ettirmektir. Mesela ruku'dan kıyama kalkınca vücut dimdik bir hale gelmeli ve
en az "sübhanellah" diyecek kadar ayakta kalmalı ve birinci secdeden
doğrulunca da aynı şekilde hareket etmelidir. Rüku'a ve secdeye varınca beli
kamburlaştırmayıp düz bir hale getirmelidir. İşte bu hadis-i şerifte rüku' ve
sücudla ilgili tadil-i erkan söz konusu ediliyor. İmam Ebu Yusuf ile İmam Şafiî
Hazretlerinin tadil-i erkanı farz görmelerinin ikinci delili ise, yine 856
numaralı hadiste Hz. Nebiin tadil-i erkana riayet etmeyen bedeviye; "Sen
namaz kılmadın" buyurmalarıdır. Üçüncüsü de Resul-i Ekrem Efendimizin bu
bedeviye tadil-i erkana riayet etmesini emretmiş olmasıdır. Mutlak emir ise,
farziyyet ifade eder.
Namazda tadil-i erkanı
yerine getirmenin vacib olduğunu söyleyen İmam Ebu Hanife ile İmam Muhammed'in delilleri
ise, "Ey iman edenler rüku' ediniz ve secde ediniz"[Hacc 77] ayeti
kerimesidir. Ayeti kerime rüku ve sucudu emretmektedir. Rüku'un manası eğilmek,
secdenin manası İse, alnı yere koymaktır. Bu bakımdan rüku ve sücud has
isimlerdir. Açıklığa kavuşmaları için herhangi bir hadisin beyanına muhtaç
değillerdir. Ancak mücmel kelimelerin beyanına ihtiyaçları vardır. Bu bakımdan
mevzumuzu teşkil eden hadisin beyan yoluyla bu ayet-i kerimeye ilhakı doğru
değildir. Bir de bu ayet-i kerimede bulunan emir mutlaktır. Mutlak emrin ahad
yoluyla sabit olan bir hadisle tağyîr edilmesi caiz olamaz. Çünkü haber-i vahid
ile Kur'an ıtlakının neshi caiz değildir. Ancak tadil-i erkanın farz olduğuna
delalet eden bu gibi hadislerin ayete ilhakı mümkün olmayınca bunları büsbütün
ihmal etmek de doğru olamaz. Bu sebeple hadis-i şeriflerdeki tadil-i erkanı
emreden ifadeler kesinliğini kaybettiklerinden zannî bir delil durumuna
düşmüşlerdir, Zannî delille sabit olan hükümler ise, farz değil vacib olurlar.
Ebu Yusuf (r.a.) hazretlerine
göre ise, ayet-i kerimede geçen rüku' ve sücud kelimelerinden kast edilen mana,
lüğavî mana olmayıp ıstılahî manadır ki, bu mana malum değildir. Beyana
muhtaçtır. İşte bu hadis-i şerif ve benzerleri bu ayeti beyan etmekte ve
tadil-i erkana riayetin farz olduğunu ortaya koymaktadır.